28 Şubat 2018 Çarşamba

Filmler Üzerine - 2018 \ 1


2018 İzlediğim Filmler hakkında çok kısa yorumlar , filimlerin çoğunun 2018 Oscar adaylıkları var bu arada ....


1- Chloe and Theo -Ynt : Ezna Sands (2015)  : Muhteşem bir film , bir Eskimo ve sokak çocuğu genç kız yüzünden , modern yaşamın sorgusu , çevreci ve eleştirel bir film . Oyunculular da samimi ,içten, sempatik ve de başarılı . Tavsiye olunur 

2- THE GREAT WALL - Ynt: YIMOU ZHANG 2016 : Bu tür kurgu filmlerden pek hoşlanmıyorum ç Matt Damon 'da filmi kurtaramıyor . Kısacası benim tarzım değil . Efektler için belki ...Tavsiye olunmaz.

3- GOODBYE BERLIN - Ynt: Fatih Akın (2016)  : Fatih Akın'dan iki ortaokul öğrencisinin odağında çılgın bir kaçış ve macera aynı zamanda Akın'da hep olduğu gibi underground bir hikaye . Kesinlikle tavsiye olunur .

4- The Shape of Water - Ynt: Guillermo Del Toro (2018)  : Bu yıl ki Oscarlara 13 dalda aday abartılı film . Birkere filmin ana merak uyandıran kahramanı yaratık çok tuhaf ve de çok etkisiz çizilmş . Kadın oyuncu adayını anlarım da bence yardımcı oyuncu adayları filmden yanlış çıkmış. Polis müfettişi muhteşem oyunculuk çıkarıyor . 

5- Please Stand By - Ynt: Ben Levin (2017) : Zihinsel engelli genç bir kızın macerası . Konu ilginç film kendiniz izletiyor , vasat diyebiliriz , vaktiniz var seçeneğiniz yok ise tavsiye olunur . 

6- Born to Be Blue - Ynt: Robert Budreau (2015)  : Ünlü jazz mzisyeni Chet Baker'in yaşımında bir kesitin aktarıldığı film . Miüik ve Ethan Hawke meraklılarına tavsiye olunur .

7- Three Billboards Outside Ebbing, Missouri - Ynt :Martin McDonagh (2017) : Bu yıl şu ana dek Oscar adayları içinde izlediğim en etkilendiğim ve başarılı bulduğum film. Konu çok sıradan gibi görüneblir ama kurgu daha ötesi  hem kadın oyuncu hem de iki yardımcı erkek  oyuncu performansları başarılı . Tavsiye olunur . 

8- Icarus (Belgesel) - Ynt : Bryan Fogel (2017) : Sporda doping ve bilim ve siyaset ve olimpiyatlar ve de etkileyici bir belgesel. Sporu spor olduğu için seven herkesin izlemesi tavsiye  olunur .

9- Kong: Skull Island - Ynt : Jordan Vogt-Roberts (2017) : En iyi görsel efekt oscar adayı bu filmi ayrıca  sevdim . Normalde tarzım değil ama Kong ve diğer yartıkların mücadelesine giren diğer oyuncu performasları ve anlatım ve de kurgu bütünlük sağlamış türün bu ilginç filmine . Meraklısına önerilir .

10- Get Out - Ynt:Jordan Peele (2017) : Vasat başlayıp son yarım saatte sadede gelen bir gerlim filmi . Oscar'a aday olabilecek herhangi bir vasıf göremedim , neye göre aday kılmışlar hem film hem de erkek oyuncuda anlayamadım . 

11- Dunkirk - Ynt : Christopher Nolan (2017) : kinci dünya savaşı ve İngiliz irliklerinin Dunkirk savuma hattı mücadelesi . Bıkmadan sürece bu ikinci dünya savaşı filmleri belli ki .  Savaş ve de kinci dünya savaşı filmleri seyredenlere tavsiye edilebilir . Yönetmen belki ama onun dışında en iyi film falan bence zorlama adaylıklar ...

12- The Post - Ynt: Steven Spielberg (2017) : İki usta oyuncu ile güzel bir hikaye kurtarılmaya çalışılmış. Yönetmenlik usta işi , ama büyük bir film değil bana göre ..

13- The Florida Project- Ynt : Sean Baker (2017) :  Küçük kızı sanki bırakmşlar çocukluğunu oyna demişler ve o ve arkadaşları da eğlenerek oynamışlar , bu arakadaşlar da filmi çekişler gibi bir havası var .  Amerikanın arka sokakları ve diğer yüzünden sıradan anne kız ilişkisinin filmi . Çok sempatik ve başarılı küçük oyuncular performansı var .  Onn dışında knu çok uzatılmış ve kasmışlar .  

14- Guardians of The Galaxy Vol. 2 - Ynt: :James Gunn (2017) : Oscar'lara efekt dalında aday olduğu için oturup izledim ama işkence gibi geldi . Kesinlikle uzak durun ...

12 Şubat 2018 Pazartesi

Kitaplar Üzerine 2018/1

Bu yıl okuduğum kitaplar hakkında , olurda yolu bir şekilde bu blog sayfasına düşen ve yalnızca ismi dışında kısa bir fikir oluşturması için  kısa yorumlar eklemeye çalışacağım . Bunuda 2018/... ile yayınlamaya çalışacağım ..



1- Amin Maalouf - Ölümcül Kimlikler  

Maalouf'u sanırım herkes çok okunan ve ilgili çeken romanları ile tanır .  Yazar 1998 yılında yazdığı bu denemesinde dünya üzerindeki kimliklere , bu  kimlikleri besleyen değerlere ve doktrinlere el atıyor . ( Benim için okunması belki biraz geç kalınmış ama güncelliğini kesinlikle yitirmemiş , hatta daha da önemli hale gelmiş bir konu bu arada . )  Maalouf'un bu bence çok kıymetli denemesini değerli kılan da onun çok renkli kimliği ve geçmişi birazda . Kuşaklar boyu etnik geçmişi  hristiyan bir Arap olan böyle önemli bir çoğrafyafa doğmuş ve büyümüş yazar. Lübnan da ailesinin seçenekleri arasında İngilizce okulda varken  tesadüfen gittiği Fransız okulu sayesinde  bu dil ve kültüre yakın oluyor .  Lübnan savaş nedeniyle karışınca  Fransaya kaçması ve Fransada yaşamaya başlamasının getirdikleriyle de birleşip   oraya önemli kitaplar çıkmaya başlıyor . Yazarın bu  çoklu değerlerle bezenmiş durumu  ve şahsi birikimleri Onun bu konuda değerli bir kitap ortaya çıkarmasını sağlamış .  200 sayfalık kitabı , ayrıntıları ve detayları kaçırmadan , bizim gibi batıyla , doğunun sentezini hala çözmekte zorlanan ve halen kimliği konusunda toplumsal konsensüsü yakalayamamış , gerek etnik gerekse de dinsel içerikli ciddi sorunlar yaşayan ülkenin insanları olarak da çok düşündürücü , sorgulayıcı ve  de zihin açıcı olarak değerlendiriyorum .  Ben de Maalouf'u ve düşüncelerini kendime yakın gördüğüm için kitabı da tavsiye ediyorum .  Umarım birgün hepimizin , o , bu , şu vb kimliklerin baskın hegomonyasından kurtulup , onların renkli taraflarını yaşatmak kaydıyla bir dünya vatandaşına ve dünyalı kimliğine kavuşuruz.

Kitapan

"Keddinden emin toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu , açık bir dinde bulurlar , güvensiz toplumlarsa korkak , bağnaz , çatık kaşlı bir dinde ..."

" Milliyetçiliğin birinci erdemi her sorun için bir çözümden çok bir sorumlu bulmak değil midir ?"

"Başımıza gelenler hep biraz da başkalarının hataları yüzündendir , başkalarının başına gelenlerse daima biraz bizim hatamızdır."

" Ben geleceğin hiçbir yerde yazılı olmadığına derinden inanıyorum, gelecek bizim ona yaptıklarımız olacak .
.... Bazıları Doğulu olan bana " Ya kader ?" diye soracaktır . Bunu hep bir yelkenli için rüzgar ne ise , kaderin de bir insan için aynı şey olduğu cevabını veriyorum . Dümen başındaki insan rüzgarın nereden eseceğine karar veremez , ne şiddette eseceğine de , ama kendi yelkenini yönlendirebilir . Ve bu da kimi zaman inanılmaz derecede fark eder . Aynı rüzgar deneyimsiz , ihtiyatsız ya da yanlış karar veren bir denizciyi felakete sürüklerken , bir başkasını sakin br limana ulaştırır."



2- Mario Levi - Bir Şehre Gidememek

Yetişkin bir adamın duygusal ve hüzün dolu üç hikayesi , geçmişe yolculuk , anılar , aşk , hüzün  ve kimlik sorunları ve bunalımları ...Hikayeler bu türün sevenleri için oldukça etkileyici gelebilir . Yazarın ve türün meraklılarına önerilir . Ben çok çok etkilenmedim. 

3- Alessandro Baricco - Homeros, İlyada

Yazar tam istediğimi yapmış . Bu efsane hikayeyi ve öyküyü orjinal metnin çevirileri ile hepimiz duymuş , el atmış , okumaya çalışmış , belkide sıkılıp yarım bırakmış olabliriz.  Homeros'un bu efsanesini  hele ki biraz da eski tarih , mitoloji ,  Anadolu tarihi , Troya vb meraklarınız da varsa  bu kitabı kolay okunulurluğu ile tavsiye ederim .  Yazar kitap önsözde de ifade ettiği gibi , metinlere müdahale ediyor , kitaptan tekrarları ve özellikle Mitolojik tanrıların müdahale ettikleri sahneleri çıkarıyor ve sonucunda aslında bu epik hikayenin son derece gerçekçi  aynı zamanda laik bir  hikaye olarak ortaya çıktığına dem vuruyor .  Hatta kitap bittikten sonra  İtalya'da radyodan  birkaç programda okunduğunu ve akıcılığı ve bütünlüğü ile müthiş bir ilgi gördüğünü ve dinleyicilerin saatlerce radyo başından ayrılmadan hikayeyi dinlediklerini de not düşmüş . Hakikatten kitabı okuyunca ben de aynı fikre kapıldım . Günümüz dilince sadeleştirilen ve direkt olarak konuya odaklan İlyada efsadesi ve Troya savaşının son günleri ve efsane Akhilleous ve Hektor 'un mücadelesini büyük bir keyifle okuyabilirsiniz .  Meraklısı için kesinlikle bu yalın  ve akıcı kitabı tavsiye ederim. Hatta kitabı bitirince bence  2004 yapımız Wolfgang Petersen yönetmenliğinde başrollerinde Brad Pitt'in oynadığı Troy fliminide bonus olarak izleyin derim ...

Kitaptan 

Akhilleus  diyor ki " Troya surların arkasında gizlenen hazine ne kadar zengin olursa olsun ,  bir hayatla boy ölçüşemez . Öküzler , yağlı koyunlar çalınabilir ,altınlarla atlara , üç ayaklarda konulabilir ama hayat çalınmaz da , satın alınamaz da .  Hayat bir kez boğazından uçup gitti mi , bir daha geri gelemez. "


" Roman tanrıların terk ettiği dünyanın destanıdır"  Gyorgy Lukacs 

Aylak Adam 
Şubat 2018

Kennedy Uzay Aracının Füzeleri Niye Daha Geniş Yapılamadı ( İster Uzay ister Zuzay,Analiz ve Analitik Çözümleme Tribali )

F.B 'de bir gruba üyeyim ( ben bugün bi'şey öğrendim ) , bir şeyi ilk gördüğün halde  kanıtlamadan referanslamadan koyarsan hem s...