18 Nisan 2018 Çarşamba

Kitaplar Üzerinde Notlar 2018 / 2

Yıl içinde okuduğum kitaplara dair notların ikinci bölümü ve kısa kısa ...


4- Ali Ece - Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol    :  Ali Ece farklı  , renkli ve de bilgili bir kişilik . Bir ara NTV Spor'da da görülmüş ve de sevilmişti , bandanası ve güzel tişörtleri ile .  Futbolu sadece takımdaşlık  ve de  bahis dışında sevenler için bu kitap tam bir cevher . Yazar  tarzı , samimiyeti ve bilgisi ile fark yaratıyor . Örneğin aynı kendisi gibi bende Alman futbolu ve Bayern Munih hegomonyasından gizliden gizliye nefret ederken , işin aslında öyle olmadığını net olarak kanıtlıyor , inanılmaz bir Bayern ve Alman futbolu analizi var . Kısacası futbolun kültürüne merkalıysanız mutlaka okumanız gerekir derim .  (Mesela Almanya - Arjantin dünya kupası finallerini bir anlatışı var , neredeyse aynı zamanda farklı yerlerde hiç bilmeden neredeyse aynı şeyleri hissetmişiz  1986  ve 1990 'da )
 
5- F.W Foerster - İyi İnsan İyi Vatandaş  : Kitap 1954 yılında YKB Bankasının 10.kuruluş yılına dair Doğan Kardeş yayınlarından basılmış.  Okurken şunu hissediyor insan , genç Türkiye Cumhuriyeti'nin 30. yılı , çağdaşlaşma çabalarında kurumlar bile ne kadar özverili ve istekli , özel bir kuruluş  , bir banka " İyi İnsan , İyi Vatandaş"  nasıl olunur , hangi özellikleri taşır , birey , toplum , kuruluş ,   resmi kurum ve yönetimlerin nelere dikkat etmesi gerekiri uluslararası bir yazarın kalemi ile yayınlıyor ;  bunu özümsüyor ve de  yayınlatıyor , yani sosyal ve toplumsal bir sorumluluk duyuyor .  Kitabı bir sahaftan bulmuştum . 1960 yılı basımı , okurken içlendim , hüzünlendim , düşündüm  , çokça da üzüldüm nereden nerelere  geriye doğru kaymakta olduğumuzu hissederek ... Bulabilirseniz okuyun ne demek istediğimi anlarsınız .
 
6- Haruki Murakami - Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında  : Japon asıllı yazar , tam da günüzüm şehirli ve de çalışan  insanlarının sosyal sorunlarına , hislerine , duygularına , sıradan ve gündelik hayatlarındaki içselliklerine  dokunmanın sırrını çözümüş çok satan bir yazar . Bu kitabı da bir solukta okunur ve meraklısınca beğenilecek bir kitap .  Çocukluktan gelen ve akılda kalan bir anı ,  özel yaşam ve aşk  ilişkilerin karmaşıklığı üzerine akıcı bir roman ,  meraklısına tavsiye edebilirim . Bende  " Koşmasaydım Yazamazdım" ki kadar iz bırakmadığını söylemem lazım .



 
7- Edith Hamilton - Mitologya  :  Mitolojiye başlangıç aşamasında meraklıysanız kesinlikle öneririm . Tabi konunun klasik karmaşıklığı içinde  , tanrı isimlerine , soyağacı karışıklıklarına ve isim keşmekeşi içinde biraz boğulmayı göze alıyorsanız size göre kitap . Bilinen efsane mitolojik tanrılar , kahramanlar ve hikayeleri  şahane ve basit analatıyor .  Ben bu işin bütünlüğünü çözerek okumak isiyorum derseniz bühük bir  beyez kağıt elinize almanızı  ve okurken  kim kiminle ilişkili diye  not alarak okumanızı öneririm .  Mesela Zeus bildiğiniz zamparanın teki , ilişkisi olmayan tanrıça ya da ölümlü kadın kalmamış ,çocuk desen gırla , tüm tanıdık kahramanların yarısı neredeyse Zeus'un çocuğu .   İstanbul boğazı ve haliç bile bunun eseri  ( IO isimli inek kılığına soktuğu bir tanrıçacık kaçarken açıyor buralarıda )  . Karısı Hera ise  hemcinsleri gibi  kıskancın teki , kadınların kıskançlığı snaırım Hera geninden gelme " :-) "   .  Herkül  kas yığını güç abidesi ama, kafa pek çalışmıyor mesela . Adamlarım  Poseidon karizma ve sert , Dianison şahane tanrı ,  Akillius ve Hektor büyük savaşçılar , Argonotlar ve kaptanları Iason  ilk maceraperest ve gezgin olarak idolümdür mesela  .  Yani  meraklısına  ve başlangıç seviyesinde kim kimdir merakı için kesinlikle öneririm. Çokta eğlencelidir bu arada mitoloji , özelliklede bizim gibi bir  çoğrafyada yaşayan ve her gezdiği yerde toprağın altında ya da üstünden hala ayağımıza takılan gözümüze giren izleri varken bu şahane tanrıların , bir ilgileniverin derim naçizane  ... 



 8- Edgar Morin Stephane Hessel - Umurt Yolu  : İki  ihtiyar delikanlı doksanlarına gelen yaşlarında oturmuşlar ve de   bu yaşlı ve yoldan çıktığına inandıkları dünyamız için umut dolu kurtuluş reçetelerini yazmışlar .  Fransa özelinden çıkarak sosyalist - komunist bir çizgide geçmişten ders çıkararak , bugünün analizini yaparak geleceğe doğru yol alabilmenin önerilerini kağıda kaleme dökmüşler , kısa net ve samimi olarak .  Eh okuyun tabi , saygıyı  ve kulak vermeyi hak ediyorlar ...
 
9- Burchard-Sonja Brentjes - İbni Sina (Avicenna) : Yazar bu kısa kitaba  öyle güzel bir analiz ile başlıyor ki ,  dinlerin  ve din adamlarının ortaya çıkışlarındaki tarihsel ve sosyal olayları anlatarak oradan ana konu olan İbni Sina'nın  dönemine geliyor ve sonrasında da bu ünlü ve iz bırakmış bilgini  son derece öz , önce  kimliği , sonra eğitimi , sonra ilişkileri , sonra  bilim adamı yönleriyle tanıtıyor , en sonunda da sonuca bağlıyor .Bu kısa kitapçıkta İbni Sina ve dönemdaşı önemli bilim adamlarını ve bilim dünyasının M.S binli yıllardaki izlediği yolu , etkileşimleri ( Mesela Sina'nın birçok bilgisinin kaynağının Hint kökenli olması , yine  Aristo ve Proton'un bilime bakış açısı ve yorumlamasında ki etkileri vb )  ve de kimi objektif eleştiri ve yorumlarıda görebiliyoruz . Bilime ve bilimin gelişimine ve de İslam bilim  adamlarına özelinde de İbni Sina'ya meraklı isenin mutlaka bir göz atın derim .
 
 10- Aleksandros Papadiamantis - Hadula - Bir Ada Öyküsü  : 19 yy sonu 20 yy başı Yunan edebiyatının en önemli yazarının en önemli romanı olarak lanse edilen kitap . Yunanistan'ın Dostoyevskisi . Hadula isimli  yaşlı bir kadının tuhaf ve karmaşık hikayesi  - İçindeki kötü duygularla mücadele ve sanki istenmeden işlenen cinayetler ve gergin bir kaçış ...-  ve gergin bir içerik ama harika bir anlatım ... Tanımayanlar için Yunan edebiyatının bu seçkin örneğini önermekteyim , hızlıca okudum ve de keyif aldım .


Aylak Adam
Nisan 2018

Bir onkoloji uzmanının seminerinden notlar


Sağlıklı kalabilme , kanser ve türevlerinden uzak kalmak  için uzmanımızın sunumundan genel notlardan ve bazı başlıklar .

 


Öneriler

-        Vucudunuza özen göstermelisiniz , bel kalın olmamalı ( Yani yağlanmayın)

-        Her saat başı ( oturarak çalışıyor iseniz ) mutlaka hareket etmelisiniz .

-        Günde 30 dk -hergün- yürüyüş sağlıklı bir yaşam için gereklive de  yeterli olabilir . Ancak 60 dk tempolu yürüyüş daha iyi olur ve önerilir.

-        Yoğun kalorili gıda ve içecekler kesinlikle kısıtlanmalı ( Fast foot türevlerinden , şekerli ve enerji katkıları yüksek gıda ve içeçceklerden uzak durulmalı – Fastfood ve enerji içeceği vb yok !)

-        Yemeklerinizi yerken konuşmayın – yemek anında – yemeğinizin süresini minimum 20-30 dk kadar tutmalısınız . Beyne doyma mesajı ancak bu sürede gidiyor , bu yüzden yavaş , konuşmadan yemzlisiniz .Sonuç itibarı ile  20 dk.nız var , hızlı yerseniz  20 dk yavaş yiyeyenden iki kat  fazla tüketme ihtimaliniz var ve asıl sorun da galiba bu ! Çok tüketiyoruz , sürenizi ve miktarınızı planlayınız .

-        Çok fazla meyve yemeyin – içindeki şeker  nedeniyle – günde iki orta boy meyveyi geçmeyin .

-        Kırmızı et tüketimini azaltın . Haftalık kırmızı et tüketiminiz 300 gr ile sınırlandırılmalı .

-        Tuz sofradan kalkmalı , günde 5 gr yeterlidir .

-        Kuruyemişten uzak durun , piyasada satılan ürünlerde sıkça görülen kalitesiz ve de küflü ürünler büyük risk taşır . Yiyecekseniz çig ve işlenmemişini tercih edin .

-        Endüstriyel sütlerde  , yağsız ya da yarım yağlı sütlerin kullanımını öneriyor uzmanımız .  Yine günlük cam şişe sütler de tercih edilebilir . Yoğurt ya da probiyotik ürün yapımında (Kefir vb )

-        Alkol günlük  en fazla iki kadehten fazla içmeyiniz .

-        Sigara kesinlikle içmeyiniz .

 

Kanserin belkide en büyük nedeni , organik olmayan gıdalar .

-        Mevcut gıdalardan çok fazla kimyasal alıyoruz .Toprağa ve suya  karışan kimyasallar gıdalarla bize ulaşabiliyor .

-        Gıda üretimlerinde  hormonlar ve antibiyortikler kullanılıyor bunlar da gıdanın organikliğini bozuyor .

-        Mevsimsel ürünler sebze ve meyveler tüketilmeye özen gösterilmeli .

-        Organik ürün bulmak zor , araştırılmalı ( Her organik denilene inanmayın , günümüzde köylüler bile artık ürünleri daha fazla üresin ve de para etsin diye  bilinçsiz bir ilaçlama yapabilmekte , dikkatli olunuz .)  . Kişisel tavsiyem : Sebze ve meyvelerde pazarların ya da tezgahların en gösterişli en can alıcı ve de hepsi bir kalıptan çıkmış olan ürünlerini tercih etmemeniz ,  aynı şekilde  balık tezgahında  aynı boyda duran çupra ve levrekleride tercih etmemeniz gibi .  Birileri  serada ve dış etkiler ile diğerleride balık çifliklerinde  aynı seri üretimle üretildikleri için aynı boy ve görünümde olurlar , doğal yetişen ürünlerde  güneşin dallar arasında vurduğu açı ve konumuna göre meyve ve sebzeler şekil şekil boy boy farklı olur .

 

( Dikkat !  Pestisit in ne olduğunu araştırın ve öğrenin , bugün üretilen tarım ürünlerinde ve  tedarik ve saklama süreçlerinde , paketlemelerde gıda sektöründen pestisit maddeler kullanılmaktadır ve bunların insan sağlığına çok ciddi etkileri olduğu bilinmektedir . Bilinçli olarak araştırılması gerekri . Pestisit kısaca şöyle tanımlanır :  Zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Ek bilgi : Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı sınıflandırmada en çok kullanılan 700 civarındaki pestisitin 33'ü insan sağlığına çok zararlı, 48'i oldukça tehlikeli, 118'i orta derecede tehlikeli ve 239'u da daha az tehlikeli grupta yer alıyor. )

-        Kirli 12 Nedir ?    Ülkemizde ve genel olarak aşağıda yer alan sebze ve meyvelerin en çok kimyasal ilaca maruza kalan ürünler oldukları ve bu nedenle  “ kirli 12 “ olarak anıldıklarını paylaşmak isteriz bunlar  1 – Çilek   2-  Ispanak  3- Nektarin  4- Elma 5- Şeftali 6- Armut  7- Kiraz  8- Üzüm  9-  Kereviz  10-  Domates  11- Tatlı Çarliston Biber ve  12- Patates  

( Bu ürünleri çok çok iyi temizlemek yıkamak ve de mümkün ise kabuksuz yemeniz tavsiye ediliyor . Özel bir bilgimi paylaşayım , sektör içinde  olan bir arkadaşım , Deveci armuduna yılda 18 kez ilaç atıldığını ifade etmişti . 18 kez tarım ilacı atılan bir meyveyi siz  gönül rahatlığı ile çocuğunuza yedirdiğinizde neler olacağını tahmin edin , aynı şekilde kiraza , zeytine dahi çok fazla ilaç atıldığına şahidim kişisel olarak da ....?) 

 
( Dikkat  !  GDO ve GDO lu ürünler :  GDO en kısa adıyla genetiği değiştirilmiş ürün demektedir. GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar) kısaltılmış adıyla ifade ediliyor. Rekombinant DNA teknolojisi sayesinde DNA molekülleri tüpte (LN vitro), yani canlı organizmanın ya da hücrenin dışında, yeni bir tür yaratmak üzere bir molekül içinde bir araya getirilebilmekte. Bu DNA da bir organizmaya aktarıldığında değiştirilmiş özellikleri ya da kendine özgü özellikleri olan bir canlının ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Başlıca GDO’lu ürünleri sıralayacak olursak; Soya, mısır, yer fıstığı, ayçiçeği, kabak, bal kabağı, buğday, pirinç, domates, patates, bazı balık türleri, biber, karpuz, kavun, kanola, ananas, kiraz, ahududu, çilek,  muz, pamuk ,  vb. ürünleri bir çırpıda sayabiliriz. GDO’lu soyadan ve mısırdan üretilen früktoz, yağ, sakkaroz, un, glikoz şurubu, nişasta içeren günlük tüketim maddeleri (hazır çorbalar, çikolatalar, gofretler, bebek mamaları, şekerlemeler, bisküvi, bitkisel yağlar, pudingler, krakerler) ve GDO’lu soya ve mısırı yem olarak tüketen büyükbaş, küçükbaş hayvanların etleri, sütleri, yağları da GDO riskini taşımaktadır.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde GDO’lu ürünlerin organ tahribatına, sindirim ve bağışıklık sisteminde düzensizliklere, yaşlanmanın hızlanmasına ve kısırlığa neden olduğu tespit edilmiştir.)
 

Balık Ye !

Kişisel önerim , deniz ürünleri ve balık tüketimine daha fazla önem vermenizdir . Marmara denizi dip balıkları ve kaya balıklarını önermiyorum . Mevsimsel göç eden balık türlerini tüketebilirsiniz  ( Mevsiminde başta sardayle , hamsi , palamut , uskumru, lüfer , çinekop ve herzaman tabii ki istavrit .    Norveç uskumrusu da her nekadar Norveç’de balık çiftliklerinde yetiştiriliyor olsa bile en azından soğuk kuzey denizi sularında ve de kontrollü yetiştirildiği için tavsiye edilebilir .  Çiflik balıkları olan ve sürekli tezgahlarda yer alan , Çupra , levrek ve alabalıkları önermiyorum )

Kanser riskleri tedavisi , öneriler , bilgiler vb .

Kanser vb tedavilerde bitkisel tedaviler , tıbbı tedavilerin yanında tamamlayıcı tedavi olarak düşünülmelidir . Gerek tıbbı tedavi gerekse de tamamlayıcı bitkisel tedaviler mutlaka uzman hekimlerin kontrolü ve yönlendirmesi ile uygulanmalı ve sürdürülmelidir .

Vücutta iltahap olmamlıdır , iltihablı süreçler kanseri besler , mutlaka tedavi olunmalıdır .

CRP düzenli kontrol edilmelidir kanser riskinin takbi açısından önemlidir

40-50 yaşlardan itibaren yılda 1-2 kez antibiyortik kullanımı kadınlarda meme kanseri riskini ciddi derecede arttır.

Antibiyortik :  Mümkünde hiç antibiyortik kullanmayın , kullanmak zorunda kalacak kadar hasta olmamaya çalışın . Kullanmak zorunda kaldığınız dönemlerde probiyotik hap ya da  kefir vb doğal ürünler kullanarak tahribatını azalaltmaya çalışınız .

Koyu yeşil yapraklı sebzeleri yemeye özen gösterin

Omega -3 yani Balık yağı – günde bir doz ya da 2 kaşık - ve keten tohumu yağı öneriliyor 

Ancak farklı bir prf. doktor , doktor bilgisi dışında ve tetkikler yapılmadan sağlıklı kimselerin hiçbir dış etken vitamin vb kullanmamasını önermiştir , bilgi amaçlı nıt düşüyorum , yani balık yağı hapı , c-b vb vitaminler de dahil )
Bağışıklık sisteminin uyarılması – güçlü kılınması için öneriler

-        Sarımsak : Günde 2 diş çiğnenerek tüketilmelidir

-        Kakule : Çay ya da kahve gibi

-        Kapari : Konservesi yapılabilir

-        Ekinezya : Çay vb

-        Probiyotikler : Kefir vb .

Diğer öneriler

-        Günde 2-3 bardak yeşil çay

-        Organik süt ürünleri ya da yoğurt , kefir vb

-        Haftada 2-3 kez  ikişer kerevis sapı haşlaması

-        Lifli gıdaların kullanılması önerisi

-        Balık , tavuk ( hazır tavukları almayın ) , yağsız kırmızı et ve yumurta

-        Magnezyum için : Bir avuç çiğ , küflüü olmayan , doğal kuruyemiş ( Fındık , ceviz , badem)

-        Zeytin yapı yaprağından çay ( şeker için önerilir)

 

Kalsiyum desteklerinde dikkat . Hapları yarım tablet olarak almanızı öneriyor uzmanımız..

Su :  Günlük  +8 su bardağı su içilmesi önerilir / Buzlu su iyi gelir / Suyun da çok beklememiş olması gerekir , dolayısı ile  plastik şişelerde ki suların bekleme süreleri ve tazelikleri şüphe uyandırıcıdır . Dikkat edilmesinde yarar var .

Ve son ,

TATLI BİR GÜNAHTIR , BEDELİNİ ÖDEYEBİLECEKSEN YE !”


Bu yazı : Prf Dr. Canfeza Sezgin’in Kanser’dan korunmada Doğal Yöntemler isimli sunumundan , ayrıca , kendi araştırma , derleme ve minik eklemelerimden oluşmuştur .

Aylak Adam

Nisan 2018

Kennedy Uzay Aracının Füzeleri Niye Daha Geniş Yapılamadı ( İster Uzay ister Zuzay,Analiz ve Analitik Çözümleme Tribali )

F.B 'de bir gruba üyeyim ( ben bugün bi'şey öğrendim ) , bir şeyi ilk gördüğün halde  kanıtlamadan referanslamadan koyarsan hem s...