Umudu seçmek
Kısacası bu hava ile , belkide son iki ay ülkede seçimden başka bir şey konuşmaz olduk . ( Doları , Euronun durumu hatta bu sorunun spor kulüplerinin borç ve transferlerini de ayrıca etkileyeceği için yönetimleri de çokça zorlayacağını da unutmadan ) .
Fenerbahçe'ye gelecek olursak açıkçası Ali Koç olmasaydı ve bir başka adayın Aziz Yıldırım'ı yenmesi bana göre imkansıza yakındı . ( Ülker , Şahenk bile bence zordu ) . Ama Ali Koç hem kimliği , hem iş yaşamında ki deneyimleri , strateji bilgisi, profesyonelliği , arka planda kurguladığı süreç yönetimi , ekip yapısı ile fark yarattı . Ayrıca çok ciddi ve profesyonel bir planlamaya rağmen sanki , doğaçlamaymış gibi samimi içten , kendiliğinden gelişme izlenimi veren bir enerji ile öyle bir samimi kampanya ve sonucunda destek yarattı ki sanırım Aziz Yıldırım'ın da çokça güvendiği kongre üyelerinin ruhlarına da bir taraftar duygusu ile yaklaşarak onları da kendi saflarına çekmeyi başardı . Bu artılarını doğru anlatmanın , hissettirmenin ve inandırmanın sonucunda ezici bir üstünlük ile seçimi de kazandı .
Bu aynı zamanda Fenerbahçelilerin uzun yıllardır başlarında olan , tarihe mal olmuş kıymetli işler yapmış ,yönetmiş ,şüphesiz ki ileride daima efsane olarak anılacak ama uzun yılların verdiği tek adamlık , rakipsizlik ve bunları sonucu egoların , zamanın , eskimişliğin ve en küçük futbol başarısızlıkları ( Basketbol da ki olağanüstü başarılara rağmen ) ile bir an da tu-kaka olma durumu ile karşı karşıya kalmış ve artık tepkilerin en son sınırlarına gelmiş olan Aziz Yıldırım'ın varlığının sorun haline gelmesinin de soncudur . Özellikle 3 temmuz süreci ve yaratılmaya çalışan duruma karşı belki de ülkedeki en büyük sivil direnişlerden birini gerçekleştirmiş bir grubun başkanı ve lideri olarak kazanmış olduğu büyük övgü , sevgi , takdir ve desteği de kısa sürede kaybetmenin acısını da bu sonuçlarla görmüş olduk ( Haklılığından ve mücadeleden kaybedilmişlikten bahsetmiyoruz bu arada yanlış anlaşılmasın , o iş daima sürecektir!) . Aziz Yıldırım'ın aynı zamanda kendisi dışında herkesin hem fikir olduğu en büyük hatası da bu son seçime katılma kararıydı . Kazanacağına olan inanç belki de yasal süreçten aklanma ihtiyacı ve de kişisel güveni kendisi açısından aslında haketmediği ama kedisinin belkide ısrarla çağırdığı kötü sonucu ortaya çıkardı .
Aziz Yıldırım'a " repect "
Ne olursa olsun şu da unutulmamalıdır ki Aziz Yıldırım bu kulüp , camia , Türkiye'de ki futbol ve de özellikle diğer spor branşlarında ki başarıları ile bir döneme damgasını vurmuş , Fenerbahçe ve Türk spor tarihine geçmiştir . Her ne olursa olsun , saygıyı ve övgüyü hak ediyor ve de edecektir. Özellikle bu süreçteki kimi Fenerbahçelilerin rakiplerinden bile görülmeyecek düzeydeki hakaret ve söylemleri açıkçası yakışık almamaktadır . Aziz Yıldırım'ın bu ülke sporunda bir değer olduğu unutulmamalıdır .Birkaç sansasyonel başarısı dışında hiçbir şeyi olmayan Ali Şen'in yıllarca gündemi işgal ettiği, etmeye devam ettiği bir iklimde , Aziz Yıldırım' ın pozisyonu tartışılamaz bile , yani kısacası UEFA tabiri ile söyleyeyim , biraz " repect " lütfen !
( Respect : Saygı)
Ancak Aziz Yıldırım'ın da sonuca ve duruma aynı şekilde yaklaşması ,bir zamanlar omuz omuza mücadele ettikleri, kendisine jestini yapan yeni başkana destek olması da benzer şekilde gerekli ve olmaz ise olmazdır . Gerekirse yanlış gördüğü konularda tabii ki eleştirel ve de muhalif olabilir . Bu da birçok Fenerbahçeliden daha fazla Onun hakkıdır hiç şüphesiz .
Aziz Yıldırım'a " repect "
Ne olursa olsun şu da unutulmamalıdır ki Aziz Yıldırım bu kulüp , camia , Türkiye'de ki futbol ve de özellikle diğer spor branşlarında ki başarıları ile bir döneme damgasını vurmuş , Fenerbahçe ve Türk spor tarihine geçmiştir . Her ne olursa olsun , saygıyı ve övgüyü hak ediyor ve de edecektir. Özellikle bu süreçteki kimi Fenerbahçelilerin rakiplerinden bile görülmeyecek düzeydeki hakaret ve söylemleri açıkçası yakışık almamaktadır . Aziz Yıldırım'ın bu ülke sporunda bir değer olduğu unutulmamalıdır .Birkaç sansasyonel başarısı dışında hiçbir şeyi olmayan Ali Şen'in yıllarca gündemi işgal ettiği, etmeye devam ettiği bir iklimde , Aziz Yıldırım' ın pozisyonu tartışılamaz bile , yani kısacası UEFA tabiri ile söyleyeyim , biraz " repect " lütfen !
( Respect : Saygı)
Ancak Aziz Yıldırım'ın da sonuca ve duruma aynı şekilde yaklaşması ,bir zamanlar omuz omuza mücadele ettikleri, kendisine jestini yapan yeni başkana destek olması da benzer şekilde gerekli ve olmaz ise olmazdır . Gerekirse yanlış gördüğü konularda tabii ki eleştirel ve de muhalif olabilir . Bu da birçok Fenerbahçeliden daha fazla Onun hakkıdır hiç şüphesiz .
Fenerbahçe Türkiye'dir , Fenerbahçe değişir , Türkiye değişir !
Biz - kimi - Fenerbahçeliler için , Fenerbahçe şüphesiz ki yalnızca tutulacak bir takım , taraf olmak için ihtiyaç duyulan bir oluşum , can sıkıntısında ya da konu edilecek söz bulunamayınca laf olsun diye kahvehane jargonu ve söylemiyle konuşulan bir konudan ziyade başka ,bambaşka birşeydir . İslam Çupi'nin o efsane tabirindeki gibi " Onun büyüklü ne kupa , ne şampiyonluk değil , bambaşka ,adı konulamayacak bir büyüklüktür " . Kısaca aynı gün bir arkadaşımın büyük harflerle yazdığı gibi . " Fenerbahçe Türkiye'dir . Fenerbahçe değişir , Türkiye değişir " diyerek bu sonucu yorumlamıştır ki , bu aynı zamanda ülkede ki şu sıralar en sıcak gündeme de , bir spor kulübü seçiminin ülkenin kaderine etki edecek kadar ciddi bir seçime dahi mana yüklenen bir sonucu olmasına da bağlanır . Neticide bir Türk Spor Kulübünün seçiminin Amerika'nın ve belkide dünyanın en seçkin basın organlarından The New York Times'da bir makaleye konu olmasının bile - belki farkında değil çokları ama - olayın boyutunu açıklamaya ve yeni seçilenlerin vizyon , bağlantı ve göreceli başarılarına da bağlanabilir. Ha isteyen bunun arkasında çeşitli komplolar da arayabilir tabi , buyursun arasın!
Biz - kimi - Fenerbahçeliler için , Fenerbahçe şüphesiz ki yalnızca tutulacak bir takım , taraf olmak için ihtiyaç duyulan bir oluşum , can sıkıntısında ya da konu edilecek söz bulunamayınca laf olsun diye kahvehane jargonu ve söylemiyle konuşulan bir konudan ziyade başka ,bambaşka birşeydir . İslam Çupi'nin o efsane tabirindeki gibi " Onun büyüklü ne kupa , ne şampiyonluk değil , bambaşka ,adı konulamayacak bir büyüklüktür " . Kısaca aynı gün bir arkadaşımın büyük harflerle yazdığı gibi . " Fenerbahçe Türkiye'dir . Fenerbahçe değişir , Türkiye değişir " diyerek bu sonucu yorumlamıştır ki , bu aynı zamanda ülkede ki şu sıralar en sıcak gündeme de , bir spor kulübü seçiminin ülkenin kaderine etki edecek kadar ciddi bir seçime dahi mana yüklenen bir sonucu olmasına da bağlanır . Neticide bir Türk Spor Kulübünün seçiminin Amerika'nın ve belkide dünyanın en seçkin basın organlarından The New York Times'da bir makaleye konu olmasının bile - belki farkında değil çokları ama - olayın boyutunu açıklamaya ve yeni seçilenlerin vizyon , bağlantı ve göreceli başarılarına da bağlanabilir. Ha isteyen bunun arkasında çeşitli komplolar da arayabilir tabi , buyursun arasın!
Sonuç olarak Fenerbahçe , camiası üzerinde farkında olmadan bir stres , baskı , gerginlik ve bilinçaltı düzeyinde sıkıntı yaratan , göreceli çokça başarılı olmuş, efsane gibi görünen ve kendi gitmedikçe hiç yıkılmayacakmış gibi duran bir başkanı yıktı geçti . Bu durum hem öncesi hem de sonucu ile birlikte ülkede son birkaç gündür gündemin en tepesine oturdu . Bunun sadece bir spor kulübü seçimi ve sonucu algısı olmadığı da işte burada yatıyor . Bu durum , bir süredir oluşan bir baskının , bir eziyetin , bir daralmanın bitişinin , sonlanışının , bir ferahlık duygusunun verdiği haz , mutluluk ve de en önemlisi umudun yarattığı çoşkudur ki sanırım olay bu sebeple çok manidar ve anlaşılırdır . Bir yudum muhalif umudun Fenerbahçe Stadından ülkeye yayılışı ve verdiği enerji muazzamdır . İşte bu da kimilerince korkutucu olandır , tıpkı o sıcak temmuz günleri ve sonrasında ki gibi ...
Seçim sürecine dair kısa kısa notlarım
- Ali Koç , çok önemli profesyonel yaşamı ve sorumlulukları nedeniyle kulübe bilinen alışılmış başkanlık anlayışından farklı bir profil çizecektir düşüncesindeyim . Başarılı olursa Türkiye'de spor kulübü başkanlık çıtasının çok üste çıkacağını ve rakipleri ciddi zorlayacağını düşünüyorum .(Mesela, bundan sonraki Galatasaray başkan adayının bir başka Ali , Ali Sabancı olaması süpriz olmaz sanırım . )
- Burhan Karaçam çalıştığım sektör ve bir zamanlar kurumumuz Genel Müdürü de olması dolayısı ile belkide Ali Koç'un yönetsel bazdaki en büyük yardımcısı olabilir . Sayesinde Fenerbahçe'nin ciddi bir kurumsallaşma yaşayacağını ve çok daha ciddi yönetileceğini düşünüyorum ( Sportif başarıdan bağımsız. )
- Bu ekibin profesyonellerle çalışacağı şüphesiz , ancak tercihleri ve alacakları sportif sonuçlar kaderlerini belirleyebilir . Neticede burası Türkiye , bugünkü desteğe pek güvenmemek lazım , ölü gömücüler kapıda sıraya girer anında ...
- Futbol'da sportif başarısızlık şansları olmaması dezavantajları , zaman , sabır ve coşkulu seyircinin beklentileri nasıl örtüşeceğe bağlı . Bu arada Saint Yıldırım'ın 'in kutsal kılıcı (!) da hep üstlerinde olabilir . Aziz Yıldırım'ın hırs yapıp muhalif olup olmayacağına vereceği karar bu durumda önemli bir etki yaratabilir . Bunu merakla bekliyoruz. Köşesine mi çekilecek , destek mi olacak , yoksa süreci yakından mı takip edecek ? Ben istemesem de son şıktaki gibi davranacağını sanıyorum .
- Yaratılmış olağan üstü güven ve destek , futbolda ki olası bir sportif başarısızlık ile ne yöne kayar kestirmek zor . Tahminim başarı gelmez ve ezeli rakipler özellikle futbolda yine şampiyonluğu kazanırlarsa sorun çıkabilir . Taraftarın olması ve beklendiği gibi , yeni yönetime birkaç yıl başarısız olsa bile sabır gösterebileceğini sanmıyorum , umarım yanılırım.
- Fenerbahçe'nin başkanlarında " Yıldırım " gibi olmak bir özellik olsa ki yeni başkan da , Ali Yıldırım Koç oldu .
- Taraftarın /camianın Ali Şen'den alıştığı altı harfli kafiyeli kolay başkan sloganı bir nevi geri dönmüş oldu " Ali Şen - pardon- Ali Koç başkan , Fenerbahçe Şampiyon ..."
- Seçimi New York Times'a konu oluyorsa , olası bir büyük başarısında neler olabileceğin kestirmek zor ! Sırada Washington Post , Guardian vb var herhalde .
- Harvard mezunu bir futbol kulübü başkanı ülke sporunda bir ilk . Dolayısı ile bundan sonra özellikle futbol medyasında da ciddi değişimler bekliyoruz. Mesela , teknik analizler dışında , TV 'lerde saatlerce boş konuşup hiçbir şey söylemeyen bir düşünce ya da eylem üretmeyen ucubelerin de sonu gelmiş olacaktır, kendilerinin yeni anlayışta Kulüp ve yönetimden muhatap bulabileceklerini sanmıyorum . Ayrıca en önemli beklentilerimden biride budur . (Bekleyip göreceğiz )
- Ali Koç bu süreçten başarı ile bir efsane statüsü ile geçerse , ileride ülkenin yönetimi için bile bir aday olabilir ( Trump başkan ise , bir benzeri de eğer ülkedeki bu yapı değişmez ise neden olmasın ? ) . Genç , dinamik , başarılı , iyi eğitimli , vizyoner ve de lider ...( Bunu not alın derim, gelecekte görüşürüz! )
Kongreye dair bazı notlar;
- Yıllar önce bir haber okumuş ve de işte biz de böyle olmadığı müddetçe bizden bir cacık olmaz dediğimi anımsıyorum ,neydi o haber ? " Barcelona , kulüp kongresini Camp Nou'da yaptı , 60.000 delege oy kullandı . Ayrıca Barcelona'nın kombinelerinin %80 'i kulübün kongre üyelerinindir , dolayısı ile bir maç sonunda stadyumda beyaz mendiller sallanıyorsa o konuda bir gelişme olmaması , gitmesi istenen oyuncu ya da teknik direktörün kalması mümkün değil " idi. İşte bu kongrede ben bunu gördüm . Türkiye'de Fenerbahçe büyüklüğünün, öncü ve liderliğinin somut olarak ne demek olduğunu sadece sportif olmanın dışında sosyolojik olarak da kanıtıydı. Kongrenin 26.000 kayıtlı üye ile , 20.600 geçerli oyla gerçekleşmesi ve bu kongre üyelerinin neredeyse tamamının kombineli olarak tribünlerde olduğunu da düşününce geleceğe nasıl bir heyecanla baktığımı ve bambaşka şeylerin olacağını kestirmek pek zor değil .
- Bu sayıda kongre üyesinin yegane mimarı Aziz Yıldırım'ı da burada anmamak olmaz . Aslında şöyle bir özet var : Ali Koç'u kulübe Aziz Yıldırım'ın üye yaptığı üyeler başkan seçti ! Ben bunu bir sorun ya da durum olarak değil , Fenerbahçe'nin büyüklüğü ve gelişimi olarak yorumluyorum şüphesiz.
- Seçim öncesi cumartesi günü , başkan adayları stadyumdaki platformda konuşma yapıyor . Bir gazeteci şu yorumu yapıyor " Geçen hafta GS kongresinde kullanılan oy 4300 idi , burada sadece konuşmaları dinleyenler en az 7500 kişi ." ( Ertesi gün oy kullanan delege 21.000 civarı - Beşiktaş'da bu sayı 3500 civarı )
- Birkaç gerginliğe rağmen , bence bir ilk olması açısından çok başarılıydı kongre ve örnek olmuş gıpta ile bakılmasını sağlamıştır .
- Birçok yakın arkadaşımın bu kongre sayesinde ve sosyal medya mesajlarından takiple , kongre üyesi olduklarını görmek büyük mutluluktu. ( Ben hariç herkes üye neredeyse , bu harika !)
Sayın Başkan Ali Koç'a ,
Son mesajım da Sayın Başkan Ali Koç'a : Kesinlikle büyük bir destek ve güçle geldiniz , vizyonunuz , bilginiz , deneyiminiz, tecrübenizden de hiç süphemiz yok , ama Fenerbahçe'nin , dolayısı ile de Türkiye'nin de geleceği için başarmak zorundasınız , buna mecbursunuz Sayın Başkan , her daim başarılar dilerim .
Aylak Adam
Haziran 2018
Deep Note : Bu ülkedeki futbol iklimi ( Aykut Kocaman tabiri ile) uzun süredir ciddi bozulma ve erezyona uğradığı için Fenerbahçe ve takımdaşlığıma dayalı futbol içerikli yazı yazmamaya karar vermiştim , kararım halen de geçerlidir , yıllar sonra ciddi sosyolojik ögeler barındırması ve değerlendirmeyi çokça haketmesi nedeniyle Fenerbahçe başlıklı yazdığım ilk yazıdır .
(Deep Note: Derin Not )
(Deep Note: Derin Not )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder